KRİSTAL KAFATASLARININ GİZEMİ |
16°16'54.28"N 88°57'34.42"W
Yolunuz bir gün Londra'ya düşerse, "Museum Of Mankınd"a yani insanlık Müzesine mutlaka uğrayın Çünkü orada İnsanlık Müzesi'nde dünyanın en inanılnıaz. en çarpıcı cismini, gizemi hala kimsenin çözemediği Kristal Kafatası'nı görebilirsiniz. Kristal Kafatası bizde meraklılar dışında fazla bilinmiyor ama herkes için paha biçilmez bir seyir oluşturmakta.
Kafanız kadar bir kafatası düşünün yani gerçek boyutlarda ama saf kristalden yapılmış ve de 120 yıl kadar önce Güney Amerika'da 1927 yılında Mitchell Hedges (Üste ki Resim) tarafından eski İngiliz Honduras’ı şimdiki Belize'deki antik Maya kenti Lubaantum'da bulunmuş
Üzerinde o kadar çok spekülasyon yapılmış ki, karşısına şöyle geçip bir baktığınızda tüyleriniz diken diken oluyor Peki neden? Bir kere çok eski olduğu kesin ama bilinen hiçbir antik inanç biçiminde benzeri yok. Kimlerin hangi amaçlarla kullandığı ve nasıl bir dinsel ritüelın parçası olduğu konusunda da bir bilgi bulunamıyor. Ama daha da ilginci kristalin bu şekilde işlenmesinin çok güç olduğu ve geçmişte yapılamayacağının bilinmesi. Öylesine çok söylenti var ki
DİBSİZ KUYU'YA YOLCULUK |
Kristal Kafatasının hastalıklara iyi geldiği, dileklere cevap verdiği, içine bakanların geleceklerini gördüklerini varsayan sürüsüne bereket söylenti var. Çıldıranların olduğu bile söyleniyor. Bunların hepsi uydurma olabilir ya da Kristal Kafatası geçmişte kaybolmuş karanlık bir tarikatın sembolüdür Hatta kristallerin belli enerjiler yaydıklarını kabul edersek, ki bununla ilgili ciddi iddialar var, gerçekten garip etkileri oluşturduğu bile düşünülebilir Fakat kesin olan tek bir şey var. o da kafatasının İnanılmaz biçimde etkili bir sanat eseri olduğu. Öylesine ayrıntılı ki, üzerinde kemiklerin ek yerlerini dahi görebiliyorsunuz. Hele şöyle biraz dikkatle göz çukurlarının içine baktığınızda, sanki başınız dönüyor . Buz gibi dipsiz bir kristal kuyuya tepe üstü düşer gibi oluyorsunuz Hep söylenir, antikalar tehlikelidir, hele kimin, ne amaçla kullandığını bilmiyorsanız. Son yüzyılda bilinen en pahalı mücevher genç bir kadına aitti Siyah bır kadife kumaşın altında, gözlerden uzak saklanıyordu Şimdi ise bir müzenin loş salonunda ziyaretçilerin gözleri önünde parıldıyor Ağırlığı 5.19 kg. saf kuartz kristalinden yapılmış, gerek sahibesi, gerekse de birçok kişi bu cismin bilinmeyen bır uygarlıktan kaldığına inanıyorlar Göz çukurlarındaki gizemli ışıltılar sanki gelecekten haber veriyor. Bu garip cismin adı " Kıyamet Günü Kafatası..." Yukarıdaki sözcükler ünlü bilim adamı Arthur O. Clarkeın " Gizemli Dünya " adlı televizyon dizisinden alınma. Şimdi gelin. bu garip şeyin geçmişine bir göz atalım. Kafatasının, ilk olarak İngiliz kaşif ve maceracı Albert M. Hedges’e ait olduğu biliniyor. Hedges 1959’da öldüğünde kızı Anna Mitchell HEDGES ona sahip oldu. Anna, kafatasının Güney Amerika’da Maylar’dan kalma Lubaantu adlı antik kente bulunduğunu söylüyor ve ekliyordu; “..Onu ilk gördüğümde içinde bir pırıltı vardı, babama haber verdim babam dikkatli olmamı söyledi sonra kafatasını korku ve saygıyla yerinden kaldırarak, üstünü örtü kafatasının bulunduğu Lubaantun adlı Maya kenti’nin adının anlamı “Düşen Taşların Yeri” Arada bir bağlantı olabilir.”
Anna HEDGES
KAÇ YILLIK OLDUĞU ANLAŞILAMIYOR |
Annanın babası Hedge önceleri kafatasının bölgede yaşayan Maya kökenli yerlilere ait olduğunu sanmıştı Kazı yaparken önce kafatasının üst kısmını, üç ay sonra da alt çene bölümünü buldu. Yerlilere saygı duyuyordu ve buluntusunu onlara vermek istedi ama yerliler Hedgese hediye ettiklerini söyleyerek almadılar. Aslında ataları olmalarına rağmen geçmişlerinden ürküyorlardı. Maya uygarlığının gizemi hala çözülmüş değil. Geçmişlerinin MO 1500' lere ulaştığı biliniyorsa da, uygarlığın doruğuna ulaştıkları dönem MO 700-900 arasında. Yazıyı, matematiği, takvimi biliyorlardı ama sonra bir şey oldu. Hala nedeni bilinmeyen bir şey . Mayalar birden yok oldular. Depremler, doğal afetler düşünüldü ama tek bır iz bulunamadı. Dış bir saldırı izi de yoktu. Büyük bir savaşın izleri daima bulunurdu ama o da yoktu. Mayalar aniden yok olmuşlardı. Öylesine ki tahıl depolarını, ev eşyalarını bile öylece bırakıp gittiler. Ele geçen birkaç yazıt ise, gizemi çözemedi Hedges, Mayaların sırrının ardında Kayıp Kıta Atlantis efsanesinin bulunduğuna inanıyordu "Kıyamet Günü Kafatası" gerçekten de saf ve blok bir kuartz kristalinden yapılma Hedges. onun 3600 yıllık olduğunu iddia ediyordu. Bu tarih büyük Mısır piramitlerinin yapıldığı dönemle çakışmakta Olabilir mi? Çağdaş bir kristal uzmanı olan Frank Dorland. benzer bir kafatasının birkaç yıl önce yapıldığını belirtiyor ama bunun ancak modern teknoloji ile mümkün olabildiğini de ekliyordu. Birçok uzman kafatasını inceledikten sonra bazıları 500 yıldan eski olduğu görüşünde birleştiler, ötekiler bir şey söylemekten kaçınıyorlardı. Ama 500 yıl doğruysa, Hedgesin söyledikleri yanlıştı çünkü Mayalar 500 yıl önce çoktan tarihe karışmışlardı. Ama Orta ve Güney Amerika'da saf kristal yataklarının bulunduğu tek yer. Meksika topraklarındaki Calaveras 'dı. Ve burası Mayaların yaşadıkları yerlerden birisiydi. Öyleyse, kafatası nereden gelmişt
BİLİMSEL TESTLER YETERSİZ KALIYOR |
İnsanlık Müzesi kayıtlarında, kafatasının 1898'de New York'taki ünlü mücevherci Tiffanyden 120 Pounda satın alındığı yazıyor. Öteki kafatası ise Kanada'da bulunmakta, aralarında da farklar var. Gerek Hedges " Anılar Kitabında" , gerekse de Anna, kafatasının kendilerine ait olduğunu gizemli hikayesi ile beraber sayısız kez tekrarlamışlardı. Fakat, nedense müzeler bunu bilmezliğe geliyordu. Kristal uzmanı Frank Dorland , kafatasını alarak 7 yıl süreyle inceledi. Eskiliğini anlamak için Hewlett-Packard Electronic'e götürdü ve kristal kafatasını osilatörlerde test ettirdi. Kafatasının eski olduğu kesindi ama binlerce yıllık olup olmadığı anlaşılamadı. Fakat en azından 300 yıllık olduğu kesindi. Öyleyse bu bir dinsel obje olabilirdi ve kimliği bilinmeyen bir grup rahip tarafından saklanmıştı. Belki, kehanet alanında kullanılıyordu, kristal küre örneği gibi. Sonuç olarak Dorland, Hedgesin kafatasını Ortadoğu’dan getirmiş olabileceğini ve Templar Şövalyelerine ait olduğunu belirtti. Hedges galiba gerçeği saklıyordu. Aslında bu iddia Mayalardan daha ilginçti. 1118'de Haçlı Seferleri döneminde kurulan Templar Tarikatı karanlık bir efsaneydi. Kara büyü, seksüel ayinler, İsa'nın reddi, cinlere tapmak gibi negatif konularla uğraştıkları için adeta lanetlenmişlerdi. Taptıkları kötülük gücünün adı ise Babhometti ve bu güç bir kafatası ile simgeleniyordu. Dorlandın yaklaşımı buydu ve Dorand kafatasıyla ilişki kurduktan sonra garipleşti. Garip çan sesleri duyuyordu, olağanüstü bir koro ilahiler söylüyordu ve kafatasının içine baktığında başka kafatasları, yüksek sarp dağlar, parmaklar ve yüzler görüyordu.
ŞEYTAN KİLİSESİ’NİN ZİYARETİ |
Bütün bunlar doğru olmayabilir ama bir olay var ki çok düşündürücü. San Francisco’daki ünlü şeytan kilisesi’nin lideri Anton LAVEY kafatasını duyduktan sonra, Dorland’ı ziyaret ederek kafatasının şeytan tarafından yapıldığını iddia etti. Lavey evden ayrıldıktan sonra Dorland kafatasını kutuya koyarak dolaba sakladı. Gece yarısı Dorland çifti ve evde çalışan kadın garip seslerle uyandılar ama bir şey bulamadılar. Sabah katlıklarında salonda bulunan bazı küçük eşyalar kaybolmuştu ve kristal kafatası sokak kapısının önünde duruyordu. Dolaptan kapıya kadar olan mesafede kristal bir toz izi bırakmıştı. Gizem hala çözülemedi kafatası da müzeye geri döndü.
Frank DORLAND
Morfik Titreşim bilimsel bir terimdir, bilinçli içgüdüleri simgeler. Japonya'da Kojima Adasındaki maymunlar patatesleri denizde yıkamadan yemezler. Bu bir tad güdüsüdür yani tuzlarlar. Zoolog Lyall Watson bu maymunlarla ilişkisi olmayan diğer adalardaki başka maymunların da aynı şeyi zamanla öğrendiklerini belirtiyor. Kristaller ve kristalizasyon konusunda ciddi bilimsel gelişmeler var. Belirtilenenlere göre, kristaller organik yani bir tür canlı türü ve enerjiyi depolayabiliyorlar. Acaba öğrenebiliyor da olabilirler mi? Yani Kristal Kafatası, kısacası bilinçli bir cisim mi? Cevap belki, çünkü kristal araştırmaları hala sürüyor. Gizem eninde sonunda çözülecek. Kristal Kafatasının geçmişi bilinmiyor. Müze yetkilileri onun Azteklere ait olduğunu ve insan kurban edilen törenlerde kullanıldığını söylüyorlar. Ama bu da kanıtlanmış bir bilgi değil, bir tür geçiştirme. Kristal Kafatası, Londra'da " İnsanlık Müzesin " inde ışıltılar saçarak duruyor, gizemini açıklamaya hiç niyeti yok. Müzeden ayrılırken son bir kez daha baktım, sanki gülümseyerek geri çağırıyordu. Ne yalan söyleyeyim, oradan zor ayrıldım. Belki ben de okuduklarımdan etkilenmiştim ama ne olursa olsun insanoğlu tarafından yapılmış en güzel ve en gizemli cisimlerden birisi orada duruyor...
KRİSTAL KAFATASLARI GALERİSİ |
Bu bölümde sizlere dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan kristal kafa tasları galerisini sunuyoruz Kuşkusuz ki dünyanın en ünlü ve en gizemli kristal parçası 1927 yılında Mitchell-Hedge tarafından eski ingiliz Honduras'ı şimdiki Belize'deki antik Maya kenti Lubaantum'da bulunan kafatasıdır.Kafatası tek parça berrak kuartz kristalindendir. Yüksekliği 12.7 cm, eni 32 cm, genişliği 12.7 cm' dir yani küçük bir insan kafatası büyüklüğündedir ve ayrıntıları mükemmeldir. 1970 yılında Frank Dorland tarafından Hewlett-Packard laboratuarlarında yapılan testlerde kafatasının normal ötesi bir cisim olduğu sonucuna varılmıştır.kafatasının normal yada doğal kristal olduğu karakteristik olarak moleküler yapısına dokunulmadığı anlaşılmıştır ve bu oluşum modern kristalografide henüz denenmemiş bir ve bilinmemektedir .yapımında hiç bir metal kullanılmamış, Dorland herhangi bir ize rastlayamamıştır. Dorlanda'a göre büyük olasılıkla kafatası elmas kesici kullanılarak şekillendirilmiş ve mükemmel bir perdahlama ve parlatma tekniği kullanılmıştır.Bir diğer ilginç saptama kafatasındaki su ve silikon-kristal kum izlerinin bulunmuş olması ve bu oluşum için gereken süre 300 yıldır.Sonuç olarak bütün bunlar bize inanılmaz bir başarıyı veya bilinmeyen bir tür kayıp teknolojinin kullanıldığını göstermektedir. Modern bilim kristal kafataslarının'a uygun hiç bir açıklama getiremiyor.Yüzlerce yıl öncesinin Kuartz kristal ustaları kimdi. Yoksa kristal kafataslarını başkalarımı düşürdü? Aşığda ise dünyanın başka yerlerinde bulunan diğer kristal kafataslarını ve öykülerini okuyacaksınız.
TEXAS KAFATASI San Francisco'dan Nick Nocerino, Max ve Joann Parks' a ait, Ağırlığı 6.5 kg . Max ,kafatasını Norbu Chen adlı bir tibetli rahipten aldığını söylüyor. JoAnn ve Max mistik bir yolculuk sırasında rahiple karşılaşmışlar.Onların aşkını gören rahip kafatasını sevgi adına onlara hediye etmiş.
AMETİST KAFATASI Bu kafatası koyu mor ametistten yapılma beyin bölümünün iki yanında sonradan olma çizikler var burun ve diş yapısı Maya sitili. Ağırlığı 3 kg. fotografın sol yanında görülen ve arkaya doğru giden beyaz çizgi bir dikiş izi olarak tanımlanıyor. 1982 yıl başında ABD'ye bir Maya rahibi tarafından getirildi ve aynı gün satıldı. Rahip alıcının ne ödediğini söylemdi ve kimliğini açıklamadı
PARİS KAFATASI De Musse De L' Home' da bulunuyor. Parlatılmış kuartz kristalinden yapılmış. Uzmanlar 15. yüzyıldan Aztek uygarlığından kaldığını belirtiyorlar; " Mictlantccuhtli " yani ölüm tanrısı olarak tanımlanıyormuş ve tek bir kuartz bloktan yapılmış, tepesinde bir delik var ve dar bir kanal içine doğru uzanıyor buradan bir yere asıldığı veya içine doğru bir sıvı akıtıldığı sanılıyor tepesindeki deliğe krallık döneminde kristalden yapılma bir haç konuyormuş. Yüksekliği 11 cm uzunluğu 15 cm ve bu kafatası ile ilgili hiçbir kayıt yok. Meksika imparatoru maximillian'ın koleksiyonundan kaldığı sanılıyor ama müzeye nasıl geldiği bilinmiyor
İNGİLİZ KAFATASI Kaya kuartzından yapılma. Farklı yönü iki parça olmasıdır alt çene ve dişler daha iyi durumdadır .Şu anda Londra’da Museum of Mankind'da bulunmaktadır. Kraliyet Antropoloji Enstitüsü tarafından 1936'da yayınlanan raporda gerçekliği onaylandı. Müze kafatasını 1898'de New York Tiffany Muzayede salon'undan 120 Pound'a satın almıştı
MAYA KAFATASI İnsan kafası büyüklüğünde. Kaya kuartzından oyulma içi dumanlı ve ışığı yansıtmıyor.Aksine özümlüyor. Beynin bölümünde çizikler var dişleri ve burnu belirgin , kafatası 20.48 cm uzunluğunda, 12.54 cm genişliğinde, 10.79 cm yüksekliğinde.Ağırlığı ise 3.95 kg kafatası iddia edildiğine göre, San Agustine, Aczahuanthan, Guatemala’da 1912'de Hector Montano tarafından bulundu. Yine orada bir Maya rahibinin iddiası vardı ama bu seferkinin kimliği bilinmiyordu. Kayıtlarda yer aldıktan sonra kayboldu şimdi kimin elinde olduğu bilinmiyor.
SHA-NA-RA KAFATASI Tek parça berrak kuvartz kaya kristalinden yapılmış, üzerinde sonradan olma izler var .5 kg ağırlığında, sahibi Mr Nocerino 1996'da Londra’ya British Museum'a gelerek kafatasının test edilmesi için teslim etti. Aynı anda BBC ekibi olayı görüntüledi, sonuçlar İngiltere ve ABD'de aynı anda yayınlandı. Daha önce beş kafatası daha denenmişti, SHA-NA-RA gerçekti ve çeşitli Avrupa ülkelerinde sergilendi
E.T. KAFATASI Dumanlı tek parça kuartz kristalinden oyulma, 1995'te California'ya getirildi, uzun araştırmalara rağmen kaynağı belirlenemedi.ve insan kafatasına hiç benzememesi nedeniyle E.T yani dünya dışı olarak tanımlandı
ICABOD Tek parça zigzag çizgili ametistten yapılma, büyük bir kavun ölçüsünde.Oymacılık tarzı alışılmışın dışında. Şu anda özel bir koleksiyonda saklı, arşiv için ödünç alınıp iade edilmiş