KUTUBUN ÖTESİNDEKİ ÜLKE |
85°32'38.22"G 162°21'18.49"B
Amerikalı amiral ve kutup kâşifidir. Amerikan donanmasının hava servisine 1912'de katıldı. Byrd 1925'te Ellesmere Adası ve Grönland üzerinde birkaç kere uçtu. 1926'da Floyd Bennettle (1890-1928) Spitzbergen'den havalanıp Kuzey Kutbu üzerinden uçtu. Byrd 1928'de Antartika'ya yapılan ilk Amerikan seferinin başına geçti.
Ross Buz Kayalığında Balinalar Körfezi yakınlarında Küçük Amerika kampını kurdu. Ekibiyle kızak ve uçakla VII. Edward Land' in doğusundaki toprakları keşfe çıktı ve Marie Buyd Land adını verdi. 1929'da Güney Kutbu üzerinden uçan ilk insan oldu. Bilimsel araştırmalarında telsiz ve hava fotoğraflarından büyük ölçüde yararlandı. 1933 ile 1956 arasında Antarktika'ya dört sefer daha düzenledi ve bunların birincisinde kulübesinin bacasının tıkanması nedeniyle az daha zehirli dumandan ölüyordu.
Richard E.BYR
Bu anılar 1947 yılının Şubat ve Mart aylarında yazıldı.Kutup kaşifi Amiral Byrd'ün içinde bulunduğu koşullar dayanılabilir ve güvenilirdi Başka kişiler tarafından da bir hayal olayının yaşanmadığı yönünde güvence verildi. Yazılanlar Amiral'in birebir sözcükleridir. Kuzey Kutbu'nun uzun bir gecesinde yazılmış ve ciddi bir kaşifin ve bilim adamının parlak gün ışığı altında yaşadığı gerçeği anlatmaktadır
Yayınlayan: Dr William Bernard
Amiral Richard E.Byrd'ün Günlüğü Şubat-Mart 1947 "Kuzey kutbu'nda bir keşif uçuşu, iç dünya; Benim gizli günlüğüm Bu günlüğü gizlilik içinde yazmalıyım.Yazdıklarım Arktik'de 1947 yılı şubat'ının 19. gününde yaptığım uçuşla ilgili. Zamanı geldiğinde mutlaka insanlar daha akıllı olacaklar ve kaçınılmaz gerçeği kabul edecekler. Yazdıklarımı açıklamak özgürlüğüne sahip değilim, belki de bunlar asla toplumsal bir incelemenin ışığını görmeyecektir ama bir gün herkesin okuyabilmesi için bunları kaydetmek benim görevim Bu açgözlü ve sömürücü dünyada kesin eminim ki, insanoğlu gerçekleri daha fazla bastıramayacaktır.
UÇUŞ SEYİR DEFTERİ |
19 Şubat 1947-Arktik Üssü Kampı
Saat 06:00: Tüm hazırlıklar tamamlandı. Kuzeye doğru uçacağım, tüm yakıt depoları dolduruldu
Saat 06:20: Sancak motoru daha güçlü gibi.Ayarlama yaptık şimdi daha iyi
Saat 07:30: Üsle radyo ilişkisi kontrolü yaptık. Her şey yolunda.Telsizcim memnun.
Saat 08:00: Uçuyorum.Uçuş normal görünüyor . 7.000 metrede uçuyorum Türbülans normal. Her şey yolunda.
Saat 08:15: Üsle telsiz kontrolü normal.
Saat 08:30: Türbülans oluştu bin metreye inmeye karar verdim, uçuş koşulları yumuşak görünüyor.
Saat 09:10: Çok büyük bir buz alanı, altta kar yağıyor.Görüntü muhteşem. Kırmızıdan mora kadar tüm renkleri görüyorum.Pusla olduğu yerde dönüp duruyor, üsle tekrar ilişki kurduk ve gördüklerim anlatım
Saat 09:10: Her iki pusulamda yani manyetik ve gyro pusulalar dengelerini iyice yitirdiler, titreşip duruyorlar. Güneş pusulasını kullanıyorum. Kontroller yavaş tepki veriyorlar ama bir buzlanma belirtisi yok.
Saat 09:15: Uzakta dağlar görüyorum.
Saat 09:49: Dağları gördüğümden bu yana 29 dakika geçti. Görsel bir yanılgı yok. Bunlar daha hiç görmediğim bir sıradağ halindeler
Saat 09:55: Altimetre 8.900 metreyi gösteriyor ; güçlü bir türbülans var Saat 10:00: Hala Kuzeye doğru uçuyorum ve altımda küçük bir dağ sırası var, bunu tanımlayamıyorum ve soruşturmam gerek. Çünkü böyle bir dağ oluşumu haritalarda yok. O da ne ? Dağların arasında ve tam orada küçük bir nehir akıyor, aşağıda yeşil bir vadi olamaz!. Burada garip ve normal olmayan bir şeyler var. Buz ve kar olmalıydı ama ben dağların yamaçlarında yeşil ormanlar görüyorum. Yön bulma araçlarım hala çılgınca dönüyorlar. Jikroskop hala öne ve arkaya doğru titreşip duruyor.
Saat 10:05: 4000 Metreye indim ve altta ki vadinin üzerinde sola doğru sert bir dönüş yaptım. Aşağıda yeşille örülmüş bir alan var.Burda ışık biraz farklı, Güneş'i göremiyorum . Sola biraz daha döndüm ve aşağıda çok büyük garip hayvanlar gördüm. File benziyorlar ama hayır bunlar birer mamut. İnanılmaz ama oradalar. 3.000 metredeyim dürbünle bakıyorum ve hayvanları görüyorum; oradalar Mamutlara çok benziyorlar. Bunu üsse bildirmemiz gerek
Saat10:30: Yeşil renkli tepelere yaklaşıyorum. Dış ısı, termometrelerin gösterdiğine göre 23 derece. Düz olarak uçmaya devam ediyorum. Göstergeler normal ama ben bir bulmacanın içindeyim.Yine üssü arıyoruz ama telsiz çalışmıyor.
Saat 11:30: Eğer normal kelimesini bu ortamda kullansam her şey yolunda. İleride bir yer var sanki bir kente benziyor. Uçak çok hafifledi, bir tüy gibi dalgalanarak uçuyor. Kontroller emirlerimi dinlemiyorlar. Tanrım! Normal tepkiler vermeyen bir araç içinde uçuyorum ve yeterince hızlı değilim ama ileride uçan garip bir araç var disk şeklinde ve parlak bana doğru yaklaşıyor. Üzerindeki işareti görüyorum.Bu bir gamalı haç Tanrım! neredeyiz neler oluyor? Kontrolleri geri almaya çalışıyorum ama olmuyor, Kontroller isyan ediyorlar.
Saat 11:35: Telsizden çatırtılar geliyor İngilizce bir ses Alman yada İsveç aksanıyla"Bölgemize hoş geldiniz Amiral sizi yedi dakika içinde indireceğiz.Güvenli elerdesiniz rahat olun" Uçağımın motorları durdu, garip bir güçün kontrolünde uçmaya devam ediyorum. Şimdi Uçağım kendi etrafında dönmeye başladı.
Saat 11:40: Bir diğer telsiz mesajı iniş olayı başladı. Uçak şiddetle titriyor, aşağıya doğru iniyor, sanki görünmeyen dev bir asansörün içinde gibiyim artık çok rahatım.Hiç bir şey umurumda değil.Hafif bir sarsıntıyla uçağım yere temas ediyor
Saat 11:45: Günceme aceleyle son cümleleri yazıyorum Uçağıma doğru gelenler var hepsi uzun boylu ve sarı saçlılar.Uzakta büyük ve parlak binaların bulunduğu bir kent var,gök kuşaklarına benzer renk dalgaları nabız gibi atarcasına kentin üzerinde yükseliyor.Ne olduğunu anlamış değilim ama ortada tehlikeli hiç bir şey yok.
Amiral BYRD ve Uçağı
KRİSTAL KENT |
Bundan sonra olanları hafızama güvenerek.Yazdım bütün bunlar çılgınca ve olmaması gereken şeyler.Telsizcimle beraber uçaktan çıktık, içten ve samimi bir karşılama bu. Tekerlekleri olmayan küçük bir platformun üstüne bindik. Şimdi hızla parlayan kente gidiyoruz, kent sanki kristalden yapılmış gibi, içeri girerken daha önce hiç görmediğim büyüklükte binalar görüyorum. Bu yapılar Frank Lloyd Wright'ın ( dönemin ünlü sürrealist mimarı) çizimlerinin ötesinde. Ya da bir ( Buck Rogers ) filiminin setindeyim (Yine dönemin sinemasında canlandırılan bilim kurgu kahramanı) Daha önce hiç tatmadığım sıcak içecekler ikram ediliyor, Çok lezzetliler. On dakika kadar sonra iki hostes geliyor,çok güzeller ve kendileriyle gelmemi söylüyorlar. Yapacak bir şey yok, gidiyorum ama telsizcim kalıyor.Kısa bir yürüyüşten sonra asansöre benzer bir yere giriyor, aşağı doğru inmeye başlıyoruz, araç duruyor ve kapı yukarı doğru sesizce açılıyor.Uzun bir koridorda ilerliyoruz gülkurusu bir ışık her yerden yayılıyor, sanki duvarların içinden geliyor.Büyük bir kapının önünde duruyoruz.Kapının üzerinde okuyamadığım bir yazı var, kapı ses çıkarmadan açılıyor, girmem için işaret ediliyor.Hosteslerden bir tanesi " korkacak bir şey yok Amiral, üstad'ın huzuruan kabul edileceksiniz" diyor
ÜSTAD'IN MESAJI |
İçeri giriyorum. Çarpıcı renkler görüyorum oda büyüleyici ve çok etkileyici. Karşımda çok güzel bir insan var, gördüklerimi anlatamıyorum, bildiğim sözcükler buna yeterli değil. İnsan gibi ama çok daha ötesinde huzur ve mutluluk yayıyor.Düşüncelerim kesiliyor, melodik ve sıcak bir sesle konuşuyor" yerimize hoş geldiniz amiral" O bir erkek yüzünde çok uzun yılların izleri var uzun bir masada oturuyor sonra kalkıp bana oturmam için yer gösteriyor. Oturuyoruz bana bakıp gülümsüyor ve yine o yumuşak ve melodik sesle konuşuyor "sizin buraya girmenize izin verdik çünkü siz dünyanın yüzeyinde tanınan asil birisiniz" Dünyanın yüzeyi mi ? diyor ve soluğumu tutuyorum.Gülümsüyor ve; Evet şu anda iç dünya'nın Arianni bölgesindesiniz. Sizi görevinizden fazla alıkoymayacağım, güvenle yüzeye geri döneceksiniz .Ama şimdi Amiral sizi neden burya çağırdığımızı söyleyeceğim.Irkınızın Japonya’da Hiroshima ve Nagasaki'de patlattığı ilk atom bombalarıyla çok ilgiliyiz bu nedenle alarma geçtik ve uçan araçlarımızı yoladık, biz bunlara " Flugelrad " diyoruz Sizi gözlüyorlar ve ırkınızın yüzeyde ne yaptığını araştırıyorlar. Bütün bunlar geçmişte kaldı Amiral ama biz devam etmek zorundayız. Irkınızın savaşlarına ve barbarlığına daha önce hiç karışmadık ama şimdi durum farklı. İnsanlık için uygun olmayan doğal bir gücü yani atomik enerjiyi öğrendiniz. Özel görevlilerimiz dünyanızda ki güçlere mesajlar veriyorlar ama henüz bir tepki vermediler. şimdi sizi dünyamızın varlığını gören bir tanık olarak seçtik.Irkınızdan binlerce yıl daha eski olan kültürümüzü, bilimimizi göreceksiniz Amiral" Sözünü kesiyor ve benimle ne yapacaklarını soruyorum
ZAMANI GELDİĞİNDE |
Üsdat delici bakışlarıyla sanki düşüncelerimi okuyor ve bir zaman sonra cevap veriyor "Irkınız şu anda dönüşü olmayan noktaya ulaştı. Aranızda dünyayı ellerindeki gücü bırakmaktansa, dünyayı yok etmeyi göze alacak olanlar var" Başımı sallıyorum ve devam ediyor ;"1945'de ve sonrasında ırkınızla ilişki kurmaya çalıştık ama düşmanca davranıldı "Flugelrad'larımıza ateş açılıp düşürüldüler. Savaş uçaklarınız, kötü amaçlarla düşmanca davranarak bizimkileri kovaladılar. Şimdi sana şunu söylüyorum oğlum; dünyanızda çok büyük bir kötülük fırtınası oluşmakta, kara bir öfke ve şiddet yıllardır hiç eksilmeden, artarak birikiyor. Silahlanmanızın hiç bir anlamı yok, biliminizde güvenli bir yer yok. Kültürünüzde açan her çicek, öfke ve hiddetle ezilip yok ediliyor, tüm insanlar canlılar derin bir kaosun içine düştüler. Yaşadığınız son savaş daha sonra ırkınızın başına geleceklerin sadece bir başlangıcı.Biz Burada her geçen saat durumu daha açıkça görüyoruz. Söylediklerimde bir yanlış var mı ?" Hayır bu eskidende oldu, karanlık çağlar geldi ama 500 yıl önce sona erdi."diyorum. Üstad devam ediyor "Evet oğlum, karanlık çağlar asıl şimdi ırkınızın üzerine geliyor, karanlı dünyayı bir örtü gibi örtecek ama inanıyorum ki bazıları yaşamayı başaracaklar ama buna daha zaman var fazlası söylenmemeli.Çok uzaklarda ırkınızın yıkıntıları arasından yeni bir dünya doğacak kayıp efsanevi hazineleri arayacaklar ve oğlum bizim korumamızda güvenlikte olacaklar. Zamanı geldiğinde biz ırkınıza yardım edeceğiz, belki savaşın ve çekişmenin boş yere olduğunu bir gün öğreneceksiniz, ancak bundan sonra ırkınız tekrar kültürü ve bilimi elde edebilecek . Şimdi oğlum bu mesajla beraber yüzeye dönebilirsin.
VE DÖNÜŞ |
Bu sözlerle beraberliğimizin sona ermiş gibi görünüyor. Bir an için duruyorum , bu bir rüya olmalı ama ben gerçeği biliyordum iki güzel hostesim gelip "bu yoldan Amiral" demeleriyle kendime geldim. Çıkmadan önce bir kez daha dönüp üstad'a baktım. O mitolojik yüzde yumuşacık bir gülümseme var ; "Elveda oğlum" diyor ve ince uzun elini kaldırarak barış işareti yapıyor. Hızal geri dönüyor ve yukarı çıkıyoruz. Hosteslerimin birisi bana dönüyor "Acele etmeliyiz Amiral. Üstad sizi geciktirmememizi istedi mutlaka geri dönmeli ve mesajı vermelisiniz" Bir şey diyemiyorum. Olan her şey inancın ötesinde. İlk geldiğimiz yer geri dönüyoruz, telsizcim hala orada çok gergin ve yüzünde endişeli bir ifade var. Onu " her şey yolunda Howie" diyerek sakinleştiriyorum. Yine uçan platformla uçağımızın yanına götürülüyoruz. Motorlar çalışmıyor, hemen biniyoruz. Kapı kapandıktan sonar görünmeyen bir güç uçağı kaldırıp bir anda 8.000 metreye çıkarıyor. Onların araçlarından iki tanesi belli bir uzaklıktan bizi izliyor. Çok hızlı gidiyoruz ama hız göstergesini okuyamıyorum, ileriye doğru gidiyoruz. Telsiz çalışıyor ve bir ses" şimdi sizi terk ediyoruz Amiral kontroller serbest" diyor. Howie ve ben Flugelard'ların soluk mavi gökte kaybolmalarını izliyoruz. Uçağım birden sarsılıyor ve aşağıya doğru dalışa geçiyor.Toparlanıyor ve kontrolü alıyoruz. Şimdi uçuş normal kimse konuşmuyor ikimiz de kendi düşüncelerimizle baş başayız.
GÜNCE'NİN DEVAMI |
Saat 22:00: Yine sonsuz buz ve kar çölündeyiz. Üsse uzaklığımız yaklaşık 27 dakika. Haberleşiyoruz, cevap veriyorlar bütün koşullar normal. Üsttekiler bizden haber aldıkları için mutlular
Saat 22:30: Üsse yumuşak iniş yapıyoruz bir görevi bitirdim şimdi daha büyük bir görev beni bekliyor
KAYIDIN SONU |
11 Mart 1947 'de Pentagon'da bir toplantıda hazır bulundum. Olanları anlattım, keşfimi açıkladım üstad'ın mesajını aktardım. Her şey gereğince kayıt edildi. Başkana bilgi aktarıldı. Ama geciktirildiğimi veya alıkonduğumu hissediyorum. Yüksek güvenlik örgütü ve bir tıp ekibi ile uzun görüşmeler yaptılar, bir kasıt algılıyorum. Büyük bir sıkıntı içindeyim, ABD Ulusal Güvenlik koşulları gereğince sıkı kontrol altındayım. Ve sonunda emir aldım bildiğim her konuda sesiz kalmamı isteniyor, bunu insanlık adına yapacakmışım. İnanılmaz ama ben bir askerim ve emirlere uymaktan başak yapacak bir şeyim yok.
30/12/56 SON SÖZLER |
1947'den bu yana yıllar geçti.Günlüğümü tamamlamam gerekiyor. Kapatırken, kendimden eminim. Bu sırrı yıllar boyunca inançla sakladım. Bu benim tüm moral değerlerime ve haklarıma karşıydı. Şimdi uzun gecenin geldiğini hissediyorum ve bu sır benimle beraber ölmemeli. Ama gerçek eninde sonunda galip gelecek.İnanlığın tek umudu bu. Gerçeği görüyorum ve ruhum bir an önce serbest kalmak için çırpınıyor. Askeri canavarlığın kalbi olan endüstri için görevimi bitirdim. Şimdi uzun gece başlıyor ama bu bir son olmayacak.Uzun Arktik gecesinde olduğu gibi, gecenin parlak güneş ışığı yine gelecek ve karanlıklardan ışık doğacak. Çükü ben Kutbun ötesinde varolan ülkede en büyük bilinmeyeni gördüm.
Amiral Richard E.Byrd.
ABD Deniz Kuvvetleri 24 Aralık 1956
NEYİ GİZLİYORLAR ? |
Bir NASA çalışanın itirafları: 1977 yılı Aralık ayında NASA’dan Tom Gates’in Arkansas’daki kolej öğrencilerine verdiği bir kurs’ta, öğrencilerden biri ona “Kutup Açıklıklarını” sorunca, Gates büyük bir şaşkınlıkla “Bunu da nerden çıkardın” diye karşılık verdi. Öğrenci, Bernard ve Gardner’in kitaplarını okuduğunu söyledi. NASA çalışanı sözlerine devam ederek şu açıklamayı yaptı; “Biliyorsunuz, kutuplar üzerinden geçen uydularımız var. Bunlar bulutsuz ve berrak havalarda çok netlikle dünyanın içini görüntüleyebilmektedirler. NASA tarafından çekilen kutuplara ait fotoğraflar bütün dünyaya dağıtılıyor. Ancak kutuplardaki “Açıklığı” gösteren fotoğraflar sansürlenmektedir. Kanada Hava Kuvvetlerinin Kuzey Kutbu’nun sıcak bölgelerindeki gizli görevi: Kanadalı bir TV prodüktörü 1980’li yılların sonlarına doğru Bernard’ın “İç Dünya” ile ilgili kitabını okumuştu. Bir çalışma günü sonunda işvereni Terry Dowding ile bu konuları konuşurken, Dowding, Kanada Hava Kuvvetlerinin 40’lı yıllarda –kendisinin de katıldığı- gerçekleştirdiği bir görevden söz etti. Dowding’e göre, mürettebat Kuzey Kutbu’nda, yeşillikler ve kuşlar ihtiva eden sıcak bir bölgeye rastlamıştı. Geri dönüşleri esansında görevleriyle ilgili tek bir kelime bile etmemeleri emredilmişti. Denizaltı askerlerinden biri suskunluğunu bozuyor: 1976 yılında Amerikalı bir yazar, “İç Dünya” üzerinde çekilecek bir film için senaryo yazarken, tesadüfen, bir denizatlıda askerliğini yapmakta olan genç bir donanma mensubu ile karşılaşır. Aralarındaki konuşma, “İç Dünya” konusuna gelince, genç asker onun bu konuda bilgi sahibi olmasına çok şaşırır. Asker önce konuşmak istemez, çünkü daha önce bu konuda konuşan diğer askerler tutuklanmışlardı. Kendisi de 6 aylık bir görevden yeni dönmüştü ve ona da bu konuda “mutlak sessizlik” emredilmişti O ancak şu kadarını söyleyebildi: “Kuzey Kutbu’nda araştırma yapan bir çok denizaltı vardı. Görev sonuçlarının askerler arasında konuşulması ve tartışılması kesinlikle yasaklanmıştı. Askerin dikkatini çeken çok önemli bir şey vardı: Resmen aynı yeri araştırmalarına rağmen, her seferinde başka bir bölgenin haritası çıkarılıyordu.” Bugün google earth' e baktığımız zaman güney kutbunda tamamen puslu bir kamufle vardır. Ve o bölgeye bakılamıyor yalnızca merkeze tıklandığında bazı fotolar mevcuttur. Kuzey Kutbu’nun altındaki denizaltı araştırmaları: Amerikan nükleer denizatlısı “Nautilus”, 1958 yılında “Operasyon Sunshine” adıyla anılan Kuzey Kutbu’nda bir keşif gezisine çıktı. Amiral A. Burke’un komutası altında “Nautilus”, 1-6 Ağustos tarihleri arasında kutbun buzullarının altına bir yolculuk yaptı. Deneme yolculuğu sırasında yanlış bir yere gidilmesine rağmen, denemenin başarı ile sonuçlandığı açıklanmıştı. Yolculuk sırasında mürettebata sıcak iklimlerde kullanılabilecek giysiler verilmiş ve “mutlak sessizlik” emri verilmişti. Mürettebat, diğer denemelerde öngörülmemiş güçlüklerle karşılaşmıştı. Ayrıca onlar kutbun altında yalnız su olmadığını da görmüşlerdi. Kutbun altından geçiş denemesi esnasında, yollarına engel olan yer dalgası ile karşılaşmışlardı. 25 m. kalınlığında buz ve yer dalgası arasında sadece 10 m. yer kalmıştı. Prensip olarak Amerikan Deniz Kuvvetlerinin bütün denizaltı operasyonları gizli tutulmaktaydı. Natulius’dan sonra, 1958-1962 yılları arasında “Skate”, “Sargo” ve “Seadragon” adlı Amerikan denizatıları Kuzey kutbunun buzlu sularında aktif görev aldılar. SSCB de “Leninsky Komsomol” adlı denizaltı ile 1962 yılında Kuzey Kutup denizinin haritasını çıkartmıştı. Turgut GÜRSAN, Yeraltındaki Gizli Dünyalar, s.27-31
NAZİLER GERÇEKTEN YENİLDİ Mİ ? |
12 Eylül sonrası süren MHP davasında Genel Başkan Yardımcısı Agah Oktay Güner şunu der: “Fikirlerimiz iktidarda, biz hapisteyiz.”
Benzer bir durum Naziler için söz konusudur: bugün yaşadığımız Dünya’yı, gündelik hayatımızın ayrılmaz parçası olan birçok teknolojinin kökeni Nazi iktidarı döneminde gelişmeye başlamıştır.
Sadece teknoloji mi: savaş sonrası seks devrimi, hippi kültürü de ironik bir biçimde Nazi Almanyası politikalarından doğmuştur.
Konuya geçmeden önce II. Dünya Savaşı hakkında bazı ilginç noktalar:
– II. Dünya savaşı sırasında Batı Müttefik kuvvetler komutanı, NATO’nun başkomutanı ve daha sonra 34. ABD başkanı da seçilen General Dwight D. “Ike” Eisenhover Alman kökenliydi. Ailesi 18. Yüzyılda Kuzey Amerika’ya göç etmiş, Eisenhauer olan soyadları daha Amerikan olan Eisenhover olarak değişmiştir.
– İki Dünya Savaşı’da da ABD, Almanya’ya karşı savaşmıştır ama ABD nüfusu içindeki en büyük etnik kökenliler Almanlar’dır. ABD’yi daha çok İngiliz ve Hollanda kökenliler yönettiği için tarih bu şekilde gelişmiş olabilir.
– İki Dünya savaşında da, İngiltere’nin başında olan Windsor Hanedanı’nın gerçek soyadı Sachsen—Coburg-Gotha’dır. Alman kökenlidirler. 1917’de tepkiler üzerine Windsor olarak değiştirilmiştir. (Bazı İngilizler’le sohbetlerimde fark ettim ki, çok sevdikleri kraliyet ailelerinin Alman olduğunu bilmiyorlar. Soyadı değiştirmek başarılı olmuş yani.)
– Hırsları nedeniyle I. Dünya Savaşı’nı başlatan Kayzer II. Wilhelm, yenilgi sonrası Hollanda’ya taşınmıştı. II. Dünya savaşının en hararetli günlerinde, Almanya’nın Sovyetler’e saldırmasından iki hafta önce Hollanda Doorn kentinde Huis Doorn sarayında öldü. Hem İngiltere kraliyet ailesi, hem de son Rus hanedanı Romanovlar ile akrabaydı.
– ABD’nin başında olan Franklyn D. Roosevelt Hollanda kökenli Amerikalılar’dandır.
– Hitler’in I. Dünya Savaşı sonrası Berlin’de erkek jigololuk yaptığı yaygın bir söylentidir. İktidar yolundaki ilk dayanağı olan SA milisleri eşcinseldi. SS’ler kurulduktan sonra SA’lar ve liderleri Ernst Röhm tasfiye edildi. (İlk başta Hitler’e destek veren birçok kişinin sonu toplama kamplarında ölmek olmuştur.)
– II. Dünya Savaşı’nda yaygın bir biçimde kimyasal ve biyolojik silahlar kullanılmamıştır. (Yahudilerin toplama kamplarında gazla öldürülmesi hariç.) Bunun nedeni olarak Hitler’in I. Dünya Savaşı’nda cephede yaşadıkları gösterilir. (Fransa cephesinde kimyasal bombalar çok kullanılmıştı.)
– ABD’de siyahilerin eşitlik mücadelesini kazanmalarını sağlayan da II. Dünya Savaşı’dır. Zira siyahi Amerikalılar savaşta kendilerini göstermiş ve güç kazanmışlardı.
– Saddam, İran’a ABD’nin teşviğiyle saldırmıştı. Uzun yıllar süren savaş çok maliyetliydi. Bu nedenle Kuveyt’i işgal etti. Dünya’dan, özellikle ABD’den gelen sert tepki karşısında şaşırdı. Zira söylediğine göre, ona Kuveyt’i işgal etmesi için yeşil ışık yakan ABD’ydi. Bu açıklamasını pek ciddiye alan olmadı. Ama II. Dünya Savaşı’nda da İngiltere’nin, Hitler’e Polonya’yı işgal etmesi için yeşil ışık yaktığı söylentisi vardı. Böylece Hitler daha tam hazır olmadan bir savaş içinde buldu kendini. Oysa sadece bir yıl sonra savaş başlasa, elinde atom bombası gibi kullanmaktan çekinmeyeceği bir silah olacaktı.
Naziler sonrası Dünya:
1- Hitler’in savaş planları için nüfus patlamasına ihtiyacı vardı. Bu nedenle gençlik kamplarında kız ve erkek Alman gençlerini sekse teşvik ettiler. 16-17 yaşında Alman kızlarının ailelerine yazdığı mektuplarda, gençlik kamplarında eğitmenlerin geceleri onları erkeklerin çadırına götürdüğü ve sevişmelerini teşvik ettikleri yazılmıştır. Birçok genç kız bu kamplardan hamile döndü. Savaş sonrası nüfus azalmıştı Batı ülkelerinde “baby boom” teşvik edildi, cinsel devrim oldu, hippi kültürü bu ortamda oluştu.
2- II. Dünya savaşı öncesi kadınların Avrupa’da hak mücadelesi vardı. Sert tepkilerle karşılaşıyorlardı. Ama savaş zamanı erkek gücü cephelerde gerektiği için kadınlar iş alanına girdi. Böylece kadınlar haklarını daha hızlı aldı ve ekonomik güç oldular.
3- CIA, Alman gizli servisinin deneyimleri ve birçok elemanıyla 18 Eylül 1947 yılında, yani savaş sonrası kuruldu.
4- Bilgisayar teknolojisinin en önemli gelişmeleri İngiltere’de oldu. Ama bunu zorlayan Almanların kriptolojisi, şifre cihazlarıydı. Bilgisayarların ataları bu şifreleri kırmak için geliştirildi.
5- Hitler sigara karşıtıydı. Bu nedenle ilk sigara yasaklayıcılardan biridir. (Sigarayı bırakmadan önce günde 25 ile 40 arası içermiş. Hatta papaz okulundan sigara içerken yakalandığı için kovulmuş.) Mussolini de sigara düşmanıydı. Churchill puro, Roosevelt ise sigara içerdi. Yani bir anlamda II. Dünya savaşı sigara içicilerle, düşmanları arasında olmuş. -ABD’nin kuruluşunu sağlayan şey tütündür.
6- Belki duymuşsunuz: “Sovyet ve ABD uzay programları yoktu, iki ülkenin uzay çalışmalarını da Nazi Almanyası’ndan kaçırılan Alman bilim adamları yönetiyordu.”
7- Otobanlar da Nazi Almanya’sının Dünya’ya hediyesidir.
8- Atom bombasını da ilk Alman bilim adamları yapmaya başlamıştı. ABD bu teknolojiyle başarıya ulaştı.
9- Jet motorlar ve jet uçaklar da II. Dünya Savaşı sırasında geliştirilmiştir. Gerçi ilk jet motoru 1910 yılında Romanyalı bilim adamı Henri Coanda tarafından yapılmıştır.
10- Olimpiyatlara ve spora verilen önem de Nazi Almanyası’nın politikalarıyla artmıştı.
11- Yoksullara yardım politikasını da Hitler uygulamıştır. Bu sayede yoksul kesimlerden destek alıyordu.
12- Naziler sinemaya büyük önem veriyordu. Bugün dahi kullanılan bazı sinema teknolojileri Naziler sayesinde bulunmuştur.
Nazilerin akıl almaz projeleri, Thule gibi gizemli örgütlerle alakaları vardı. Uzaylılarla, yer altı uygarlı Agarta ile temasları olduğu bile söylenir. Bir de Nazi çanı denilen, zaman yolculuğu projeleri var ki daha ne olduğu anlaşılamadı ama bu yazının konusu günümüz dünyasındaki Nazi etkileriydi.
Orkun Ucar