JULES VERNE KİMDİR

Verne, Hugo Gernsback ve H. G. Wells ile genellikle "Bilim kurgunun babası" olarak adlandırılır. Eserlerinde ayrıntılarıyla tarif ettiği buluşlar ve makinelerin o sıralarda gelişmekte olan Avrupa sanayisi ve teknolojisine ilham kaynağı olduğu düşünülür. Özellikle uzay, hava taşıtları, denizaltılar hakkında yazmıştır.

 

HAYATI

 

8 Şubat 1828 yılında Fransa'nın Nantes şehrinde doğdu. Denizcilik geleneği olan bir ailenin çocuğuydu ve bu durum onun yazı hayatını derinden etkiledi. Küçük bir çocukken gemilerde tayfalık yapmak için evden kaçtı ama yakalanıp ailesine teslim edildi.

1847'de hukuk öğrenimi görmesi için Paris'e gönderildi. Ancak Paris'teyken  tiyatroya ilgisi derinleşti. 1850'lerin sonlarında ilk oyunu yayımlandı. Babası hukuk öğrenimini bıraktığını duyduğunda harcamaları için gönderilen para kesildi. Bu durum Jules Verne'i öykülerini satarak para kazanmaya zorladı.

Paris'in kütüphanelerinde jeoloji, mühendislik ve astronomi okunarak geçirilen uzun saatlerden sonra, Jules Verne ilk kitabı Balonla Beş Hafta'yı yayımladı. Bu romanı Dünya'nın Merkezine Seyahat, Dünya'dan Ay'a ve Denizler Altında 20 000 Fersah gibi romanlar izledi. Romanların büyük beğeni toplaması Jules Verne'i zengin bir adam yaptı. 1876'da büyük bir yat aldı ve Avrupa'nın çevresini yatıyla dolaştı.

Birçok icatı önceden tahmin ettiği için "bilim falcısı" lakabı ile anılan yazar, denizaltı, uzay yolculuğu, oksijen tüpü gibi onun zamanında olmayan birçok olayı öngördü. İnatçı Keraban adlı romanında Osmanlı İmparatorluğunu ve Türk insanını anlattı. Kitaplarında öngördüğü icatlara genelde onun kullandığı isimler verildi. Eserleri, 148 dile çevrildi.

Jules Verne, 24 Mart 1905'te Fransa'nın Amiens kentinde hayata veda etti.


 

BAZI ÖNEMLİ ESERLERİ

 

Seksen Günde Devr-i Âlem
Dünyanın Merkezine Yolculuk
Denizler Altında 20.000 Fersah
Aya Yolculuk
Göklerin Hakimi
İKaptan Hatteras`ın Maceraları
Kip Kardeşler
Doktor Ox'un Deneyi
Dünyanın Ucundaki Fener
Bir Piyango Bileti
Meteor Avı
Altın Yanardağ
Macellanya
Gezgin Cambazlar
Deniz Yılanı
Kahraman Fenerciler
15 Yaşında Bir Kaptan
Dünyanın hakimi
Yüzen şehir
Bir Gazetecinin Yolculuk Notları
Balonla Beş Hafta
Kaptan Grant'ın Çocukları
Karpatlar Şatosu
Esrarlı Ada
İki yıl Okul Tatil
20. yüzılda paris
Albatros
Denizde Bulunan Çocuk
Livonya'da Bir Dram
Zacharius Usta ve Olağanüstü Öyküler

Jules Verne ne bir kahin ne bir gezgin nede bir bilim adamıydı. O sadece bir yazardı. Ancak dünyanın şimdiye kadar görmediği türde bir yazar.

Denizler Altında 20.000 Fersah, Dünyanın Merkezine Yolculuk ve Aya Yolculuk gibi dünya klasiklerine geçmiş filmleri çekilmiş pek çok bilim kurgu tarzın da çocuk romanı yazmıştır. Yaşadığı zamanlarda otomobil bile olmayan Verne’nin romanlarının bu denli başarılı olmasının sebebi belki de içerilerinde ki şaşırtıcı bilimsel kehanetleridir. Jules Verne kitaplarında öyle kehanetler ortaya atmıştır ki zamanın dan 100 yıl sonra olan hatta günümüzden sonra olacak olaylara dair bile şaşırtıcı tespitleri vardır.

 

Jules Verne bir Fransız vatandaşıydı. 1928 yılında Paris’ te çıkan bir gazete, onun Olschewitz adlı bir Polonyalı olduğunu iddia etmişse de Verne 1905 yılında öldüğü için bu mesele kapanmıştır. Verne 1850 yılında henüz gençken yazar olmak istiyordu. Fakat onun yazdığı romantik piyesler ve şiirler beğenilmediği için bir baloncu ile anlaşarak balonculuğun tarihi hakkında bir eser hazırlamaya karar vermişti. Kendisi gece gündüz çalışarak, birkaç ay içinde bu eseri tamamlamıştı. Bunun üzerine kitabı Pierre Hetzel adlı bir kitapçıya götürmüş ve o da, bu eserin daha da genişletilmesi gerektiğini ileri sürerek onu atlatmıştı. Kitapçıya çok içerleyen Verne, yazdığı kitabı yakmıştı. Yanan kitabın külleri arasından Balonla Beş Hafta adlı hikâye doğmuştu.

 

Kitapçı bu hikâyeyi büyük bir ilgi ile okumuş ve satılacağına kanaat getirmişti. Bunun üzerine Hetzel ile 20 yıl süreyle her yıl iki kitap yazmak ve her birine 10.000 frank ödenmek üzere bir anlaşmaya varmıştı. Verne’in kitabının birinci baskısı birkaç gün içinde tükenince Hetzel bile buna hayret etmişti. Bu sırada Nadar adlı bir havacı devasa bir balon inşasına başlayınca, Verne’in kitabının satışı büsbütün arttı. Birkaç ay sonra, Kaptan Hatteras’ın Maceraları bir dergide yayınlanmaya başladı. Bu kitapta Verne, Kuzey Kutbu keşfedilmeden 50 yıl önce bu olaydan bahsediyordu. “Gelecekte insanlar, akıllara hayret verecek şeylerle karşılaşacaklardır. Kutuplardaki buz yığınları atom kuvvetiyle eritilecek, milyonlarca dönüm verimli arazi dünyaya katılacak. İnsanlar göklere tamamen hâkim olacak. Mevsimlerin seyri değiştirilecek ve çöller birer bahçe haline getirilecek; Gezegenlere yolculuk başlayacak ve insanlar Venüs ve Merih’e gitmek için planlar kuracaklar. Sürekli barışı sağlamak için merkezi Amerika’da olmak üzere bir dünya devleti kurulacak.” Demişti Verne. Bugün böyle tahminlerdeki isabet derecesine inanmak zordur. Fakat bu kehanetlerde bulunan kimsenin, daha dünyamız bir keşif ve icat merkezi olmadan önce birçok şeyleri bildiği göz önünde bulundurulursa iş değişir. Bu adam; daha televizyon icat edilmeden 50 yıl önce ondan bahsetmiş, ilk atom bombası imal edilmeden önce bu meseleyi ele almış ve Wright kardeşler henüz uçurtma uçurduğu zamanlar müthiş süratli uçaklardan söz açmıştı. Bugün birçok dilde “Jules Verne gibi her şeyi biliyor” sözü mevcuttur. Herhangi bir şey keşif veya icat edildiği zaman vaktiyle Verne’in ondan bahsetmiş olduğundan emin olabilirsiniz.

Verne’nin kitaplarının sayfaları arasında saklı hakikatler uzun zamandan beri bütün dünyayı hayretler içinde bırakmaktadır. Jules Verne’ in kehanetleri o derece isabetlidir ki; onun 1828 yılında, henüz sinema, radyo, televizyon, uçak, hatta otomobil icat edilmeden önce doğduğuna inanmak zordur. Verne, atom enerjisinden bahsettiği zaman ne Curie radyumu keşfetmeye koyulmuş, ne de Marconi hava aracılığıyla haber göndermeyi hayalinden geçirmişti. Oysa ki Verne; tam bir isabetle, birçok keşif ve icatları önceden sezmişti. Örneğin, ilk olarak Palomar Tepesi’ ndeki teleskopu ele alalım. Bu devasa teleskop; bugün meçhul âlemlerin sırrını çözmek için kullanılmaktadır. Bunu meydana getirmek için yıllarca uğraşmak gerekmiştir. Oysa ki Jules Verne böyle bir teleskoptan uzun zaman önce bahsettiğinden bu yeni bir fikir sayılmaz. Palomar teleskopu inşa edilmeden 75 yıl önce, o, bir süper teleskoptan bahsetmiş ve halkı hayretler içinde bırakmıştı. Bugünkü devasa teleskopla onun bahsettiği teleskop arasında büyük bir benzerlik vardır. Bugün dev uçaklar havada uçmakta ve helikopterler herkesin ilgisini çekmektedir. Fakat Verne hayatta olsaydı buna hiç de şaşmazdı. Zira o hayatta iken çevresindekilere geleceğin uçan makinelerde olduğunu söylüyordu. Halk havadan ağır bir makinenin uçabileceğine inanmadığı için onunla alay ediyordu. Verne’in hayalinde yaşattığı uçak aşağı yukarı, sağa ve sola doğru hareket edebilen helikopterdi. Son yıllarda kimyagerler, kâğıdı en şaşılacak maddelerden biri olan plastiği elde etmek için kullanmaya başlamışlardır. Yarım yüzyıl kadar önce bilim adamları kâğıdın yumuşak ve çürük olduğunu sanıyorlardı. Oysa Verne aksi kanıdaydı.

O, kâğıdın oldukça sağlam bir madde olabileceğini söylüyordu. Verne, zamanında radyodan da bahsetmişti. 1889 yılında o, odalarında oturup televizyon’u seyreden insanlardan bahsettiği zaman bunları okuyan Amerikan halkı şaşkına dönmüştü. Verne’ in ‘Phonotelephote’ adını verdiği aletle, bir insanın telefonda konuştuğu kimsenin yüzünü görmesi mümkün olacaktı. Verne’in yaşamı zıtlıklarla doludur. Kendisi bir bilim adamı olmadığı halde, onun yazıları bilimsel kehanetin birer harikasıdır. O, büyük seyahatlere çıkmamasına rağmen, ömründe hiç görmediği yerleri harikulade bir şekilde tasvir etmiştir. Bundan sonra Verne, Dünyanın Merkezine Seyahat adlı eserini yazdı. Bunu Dünyadan Aya kitabı takip etti. 45 Yıl süreyle Verne satış rekorları kıran birçok eser yazdı. Fakat Verne diğer kitapçılardan gelen parlak teklifleri reddederek sonuna kadar Hetzel ile çalıştı. Bu sayede ikisi de zengin oldular. Verne’in hikâyeleri o kadar inandırıcıdır ki, bilim adamları bile bunlar üzerinde uzun uzun düşünmüşlerdir. Marconi, bir gün Verne’in kendisine büyük yardımı olduğunu açıklamıştı. Deniz altı gemileri icat eden Simon Lake ise bu hususta Verne’den ilham aldığını açıkça söylemişti. William Beebe ve August Piccard da Verne’ in kendilerine yardımı dokunduğunu gizlememişlerdir. Verne atom enerjisinden bahsettiği halde atom bombasını hiç hatırından geçirmemiştir. Fakat o, insanların yeni makineler icat etmeye devam ederlerse, bir gün kendi makinelerinin kurbanı olacaklarını söylemişti.

Verne, atom enerjisinin kutuplardaki buzları eritmek gibi işlerde kullanabileceğine inanıyordu. Bütün bu açıklamalar onun ne büyük bir dâhi olduğunu açıkça göstermektedir. Florida’dan yapılan atışın aksayan en küçük yanı bile yoktu. Uzay gemisi, Ay’a doğru büyük bir hızla ilerliyordu. İçindeki Astronotlar yatar koltuklarından doğrularak bu önemli olayı kutlamanın zamanının geldiğine karar verdiler. Biri koca bir şişe şampanya çıkardı, kadehlere dolduruldu ve dünyamızın uydusu ile birleşmenin şerefine içildi. Sandığınız gibi, olay, geçtiğimiz ay ve yıllarda göğü yırtarak Ay’a yollanan uzay gemilerinin birinde geçmedi; bundan yıllar önce ünlü Fransız yazarı Jules Verne’in sonsuz ve korkunç denebilecek kadar güçlü hayal dünyasında cereyan etti.

 

Yaşadığı sürece Verne, insanoğlunun bir gün Ay’a ulaşacağına inanmış ve Ay yüzeyinde izleri bırakacak ilk insanın bir Amerikalı olacağını ısrarla belirtmiştir. 1865 Yılında kaleme aldığı Ay’a Seyahat ve Ay Çevresinde adlı eserlerinde işlediği ay seyahati 1969 yılında, başarı ile görevini tamamlayan Apollo 11 seferi ile şaşılacak kadar büyük benzerlikler göstermektedir. Verne’in hayal ürünü uzay kapsülünde iki Amerikalı, biri de Fransız olmak üzere üç kişi vardı. Hatırlanacağı üzere Apollo 11 uçuşu da üç astronot tarafından gerçekleştirilmiştir. Verne’ in kapsülünün boyutları Apollo 11 modülünün boyutlarına inanılmayacak kadar yakındı. Ünlü dâhinin tarif ettiği konik silindirik bir mermi şeklindeki kapsülün boyu 4,5 metre; çapı da 2,7 metreydi. Apollo 11 kumanda modülünün boyu ise 3,3 metre; çapı 4,9 metreydi. Fırlatma merkezleri de aşağı yukarı aynıydı. Verne Florida dan geçen 27. Enleme yakın bir nokta seçmişti. Bu nokta, günümüzde NASA’nın bütün uzay araçlarının fırlatıldığı Florida’ daki Cape Kennedy üssünün sadece 224 km. batısında kalmaktadır. Verne’in eserlerinde Teksas eyaleti son ana kadar uzay uçuşlarının kendi sınırları içinden başlatılması şerefini elde etmeye çalışmış; fakat başarı sağlayamamıştır. Bugün uzay uçuşlarının safhalarını düzenleyen görev kontrol merkezi Teksas’tadır.

Verne kapsülün ilk hızını saniyede 10800 metre olarak hesaplamıştı. Apollo 11’in üçüncü kademe motorları ateşlendiğinde ilk hız şaşılacak bir yakınlıkla saniyede 10660 metreye ulaşmıştır. Verne kapsülünün Ay’ a ulaşması için 97 saat, 13 dakika, 20 saniyelik bir süre tanımıştı. Apollo 11 ’in süresi ise 103 saat, 30 dakikaydı ve yüzeye inmeden önce Ay çevresinde, Verne’ in kapsülünün döndüğü yükseklikte, tur yapmıştır. Her iki kapsüldeki uzay adamları ağırlıksızlığın etkilerini hissetmişler. Ay yüzeyinin fotoğraflarını çekmişler, incelemelerde bulunmuşlardır. Ek olarak Verne’ in aeronot’ları Neil Armstrong ve Edwin Aldrin’in efsanevi gezintilerini yaptıkları Sükûn Denizi’nin haritasını da çizmişlerdir. Uçuşların sonuçlanması bile büyük bir benzerlik gösterir. Yıllar önce Jules Verne’ in hayal gücü ile Ay’a gönderdiği kapsül, Apollo 11 gibi Pasifik Okyanusu’na inmiş ve içindeki uzay adamları bir harp gemisi tarafından kurtarılarak Amerika’da büyük törenlerle karşılanmışlardır. Juleus Verne’nin eserlerinde bu ve bunlar gibi binlerce kehanet daha vardır.

HAKINDA YANLIŞ BİLİNENLER

Jules Verne, 19. yüzyılın en büyük yazarlarındandı. Denizler Altında 20 Bin Fersah, 80 Günde Devrialem, Ay'a Yolculuk, Dünyanın Merkezine Yolculuk gibi romanları tüm dünyada milyonlarca okur tarafından çok sevildi, bilimkurgunun babası kabul edildi. Okurunu Fransa'dan başlayıp diğer Avrupa ülkelerinde, sonra Türkiye dahil Asya, Afrika, Amerika ve Avustralya'da kutuplarda, okyanuslardaki takımadalarda yolculuğa çıkardıktan sonra Ay'a kadar götürdü. Alfa Yayınları, bu yıl bu değerli yazarın romanlarını arka arkaya yayınlamaya hazırlanıyor. Olağanüstü Yolculuklar serisinden çıkan ilk kitap Buzlar Sfenski oldu. Sırada Kaptan Grant'ın Çocukları, Karpatlar Şatosu, Yirminci Yüzyılda Paris, Macellanya, Sarı Tuna, Esrarlı Ada, İki Yıl Okul Tatili, Balonla Beş Hafta ve Seksen Günde Devrialem var. Kırmızı Kedi Yayınevi de Seksen Günde Devrialem'i Aylin Yengin çevirisiyle piyasaya çıkardı. Yazarın romanlarını okumadan önce onun hakkında derlediğimiz bilgilere göz atmaya ne dersiniz?

1- Jules Verne, 8 Şubat 1828 tarihinde Fransa'nın önemli bir ticaret limanı olan Nantes şehrinin Feydeau Adası'nda dünyaya geldi. Beş kardeşin en büyüğüydü.


2- 19 yaşında ailesinin isteğiyle hukuk okuyup babası gibi avukat olmak için Paris'e gitti. Ancak vaktinin çoğunu özel ilgi alanına harcıyordu. Babası, Verne'in derslerine odaklanmak yerine bohem bir hayat sürdüğünü ve hikaye yazdığını öğrenince harçlığını kesti. O da geçinebilmek için borsa işine girdi.


3- Paris'teyken Sefiller'in yazarı Victor Hugo ve Üç Silahşörler'in yazarı Alexandre Dumas'yla vakit geçirme fırsatı buldu. İki usta isimden de yazarlıkla ilgili tavsiyeler aldı. Victor Hugo'nun yayıncısı Pierre-Jules Hetzel ile tanışması ise kariyerindeki önemli dönüm noktalarından biri oldu.


4- 28 yaşındayken iki kız çocuğu annesi Honorine de Viane ile evlendi. Dört yıl sonra Michel adlı bir oğulları oldu.


5- İlk romanı Balonda Beş Hafta, 1863 yılında basıldı. 35 yaşındaydı. Bir yıl önce yazdığı romanını kolunun altına alıp Paris'teki yayıncıları tek tek dolaşmaya başladı. Un Voyage Dans Les Airs (Gökyüzünde Bir Yolculuk) adını verdiği romanı Hetzel'e ulaştırdığında yayıncı kendisinden birtakım değişiklikler yapmasını istedi. Roman yayınlandığında büyük ilgi gördü.


6- Jules Verne'nin çocuklar için kitaplar yazdığına ilişkin yaygın inanışın aslında bir temeli bulunmuyor. Verne ve çalışmaları hakkındaki kitaplar ve tezlere ilişkin katalog, 4 bin başlık altında listeleniyor. Ve bu sayı her gün daha da çoğalıyor. İşin ironik kısmı ise 60'tan fazla kitabın sadece iki tanesinin özellikle çocuklar için yazılmış olması.


7- Verne'in macera romanlarını evde oturduğu yerden yazdığı da doğru bilinen yanlışlardan. Verne, Avrupa, İskandinavya, İngiliz adaları ve Akdeniz bölgesini gezmekle kalmamış ayrıca Denizler Altında 20 Bin Fersah'ın büyük bir bölümünü sahibi olduğu yatta yazmış. Verne'in ABD'ye gittiği New York ve Niagara Şelaleleri'ni ziyaret ettiği de biliniyor.


8- Verne bilimkurgu yazarı olarak bilinse de hayatı boyunca yayınlanan 54 romanından sadece bir düzinesi bilimkurgu eseri sayılabilir. Öte yandan bütün kitapları, yazarı hayatı boyunca büyülemeyi başaran tek bir bilim dalı hakkındaydı: Coğrafya. Romanlarının her birinde okurlarını dünyanın bir başka köşesine götürdü.


9- Verne'in, dev denizaltılar ve uzay gemileri hakkında yazarken amacı okurlarını özel bir araç icat etmeden gidemeyecekleri yerlere götürmekti. Nautilus'i yarattı çünkü okurlarına yeni bir bilim dalı olan oşinografi sayesinde keşfedilen deniz altındaki harika dünyayı tarif edebilmek istiyordu. Ay'a Yolculuk'taki roket, Verne'e okurlarını dünyanın uydusuna götürme fırsatı verdi. Dünyanın Merkezine Seyahat, İskandinavya, İzlanda ve jeoloji hakkındaydı. Verne elbette bir tur rehberi olmanın ötesinde usta bir yazardı. Romanları karmaşık politik meseleleri, psikolojiyi ve sosyal hicvi aynı potada eritiyordu.


10- Brokerlıktan emekli olduktan sonra tüm zamanını yazarlığa ayırdı.


11- Seksen Günde Devrialem romanı gerçek bir hikayeye dayanıyor. 1870 yılında nüfuzlu bir işadamı olan George Francis Train, ABD başkanlığına aday olduktan sonra dünyayı 80 günde dolaşabileceğini açıkladı. Ancak seyahati iki katı bir sürede bitirebildi. Ardından aynı yolculuğu iki kez daha gerçekleştirdi. Ve 20 yıl sonra 1890'da dünyayı 80 günün altında bir sürede, 67 günde dolaşmayı başardı.


12- Denizler 'taki denizaltı Nautilus, 25 yıl sonra gerçeğe dönüştü. 1886 yılında elektrikle çalışan ilk denizaltıya The Nautilus adı verildi.
Altında 20 Bin Fersah


13- Verne ilk eserlerinde teknolojik gelişmelerin insanlığın geleceğini nasıl etkileyeceğine ilişkin iyimser bir tablo ortaya koyuyordu. Kariyeri ilerledikçe uygarlığın gelişimi konusunda giderek daha kötümser olmaya başladı. İddialara göre aynı zamanda yakın arkadaşı olan yayıncı Peirre-Jules Hetzel, Verne'in çalışmalarına sızan kötümser yönlerini törpülüyordu. Ölümünden sonra yerine geçen oğlu ise daha az müdahalede bulununca yazarın giderek kötümserleştiğine ilişkin böyle bir tablo ortaya çıktı.


14- Yazar, 40 yıl boyunca her yıl farklı konularda en az bir kitap yayınladı. En popüler romanları Denizler Altında 20 Bin Fersah ve Seksen Günde Devrialem.


15- UNESCO'ya göre Jules Verne, eserleri farklı dillere en çok çevrilen yazar. Tam 148 dile çevrildi

.
16- Verne'in romanları birçok filme ve diziye de ilham verdi. George Melies, 1902'de Le Voyage dans la Lune (Ay'a Seyahat) filmini Verne'in Ay'a Seyahat romanından esinlenerek çekmişti. Ünlü TV dizisi Lost'un ilham kaynağı da Esrarlı Ada adlı romandı.


17- 1886 yılında kuzeni Gaston tarafından vuruldu. İki kurşundan teki bacağına saplandı. Saldırıdan sonra ömrünü yürüme zorluğu çekerek, aksayarak geçirdi. Gaston ise akıl hastanesine gönderildi.


18- 24 Mart 1905'te yaşama veda etti. Amiens'deki Madeleine mezarlığına defnedildi. Mezarında yazarın 1907 yılında Albert Roze adlı yerel bir heykeltıraş tarafından yapılan heykeli bulunuyor. Heykelde Verne mezarından kalkıp sağ elini gökyüzüne doğru uzatırken görülüyor. Eser, Vers l'Immortalite et l'Eternelle Jeunesse (Ölümsüzlüğe ve Sonsuz Gençliğe Doğru) adını taşıyor.


19- Çalışmalarından biri ölümünden yıllar sonra, 1994'te basıldı. Büyük büyük torunu 20. Yüzyılda Paris'in elle yazılmış metnini bir kasada buldu. 1863 yılında yazılan romanın kahramanı gökdelenler ve yüksek hızda giden trenlerin olduğu bir dünyada yaşıyor ancak mutlu olmayı başaramıyor. Yayıncısı zamanında hikayeyi fazla kötümser bulduğu için yayınlamayı reddetmişti.


20- 1875'teki ilk çeviriden bu yana Jules Verne'in Türkçedeki serüvenini @JulVernTr adresinden takip edebilirsiniz. Adreste Ahmet İhsan'ın 1889'da Deniz Altında 20 Bin Fersah için Hezel Yayınevi'ne 164 frank telif bedeli ödediği ya da Türkçeye çevrilen ilk Jules Verne eserinin Seksen Günde Devrialem olduğu gibi ilginç ve bir o kadar da değerli bilgiler yer alıyor. Adreste paylaşılan fotoğraflar, tarihi belgeler, gazete kupürleri ve çizimler de dikkate değer.

JULES VERNE'NİN 100 YIL ÖNCE KİTAPLARINDA ÖN GÖRDÜĞÜ İCATLARDAN BAZILARI

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1. Canlı yayın olarak izlediğimiz haber bültenleri

Jules Verne, 1889 senesinde yazdığı bir makalede gazetelere alternatif olabilecek yeni bir sistem önermişti. Yazarın önerisine göre her sabah sunucular tarafından haberler insanlara sunulacak ve böylece günlük olaylar anında hayatımıza dahil olabilecekti. Jules Verne’nin bu fikri ancak 1920’li yıllarda gerçekleşebildi.

2. Uzaya gönderilen roketler için kapsül

Söz konusu uzay kapsülleri ilk olarak Ay’a Seyahat kitabında karşımıza çıkmıştı. Bir füze yardımıyla ittirmeli olarak uzay boşluğunda belirlenen noktalara gönderilmesi düşünülen bu kapsüller, kitaptan 100 yıl kadar sonra ancak hayata geçirilebildi.

3. Helikopter

Yine 1886 yılında kaleme aldığı bir makalesinde buharla çalışan ve bir bütün halinde gökyüzüne yükselerek uçan taşıtlardan bahseder. Jules Verne’nin bir aracın havalanarak uçabilmesinden bahsettiği tarihlerde uçaklar bile henüz icat edilmemişti.

4. Güneş ışığından yararlanmak için tasarlanmış uzay panelleri

1865’de kaleme aldığı Ay’a Seyahat kitabında öngördüğü sahnelerden bir tanesi de uzay panelleri ile ilgiliydi. Bu fikir NASA ve birçok teknolojik araştırma kurumu tarafından üzerinde düşünülen bir konsept olarak güncelliğini koruyor.

5. Şok tabancası

İlk olarak Denizler Altında Yirmi Bin Fersah kitabında karşımıza çıkan bu alet, temelde elektrik akımıyla herhangi bir canlıyı etkisiz hale getirmek için kullanılıyor. Günümüzde bir hayli yaygın olarak kullanılan şok tabancalarının temel özelliği kişisel güvenliğin sağlanması.

6. Drone araçları

Günümüz savaş teknolojilerinin büyük kısmını kapsayan dronelar, ilk olarak Jules Verne’nin Yirminci Yüzyılda Paris kitabında yer alıyordu. İnsan askerlerin yerini alan dronelar ve onların merkeze gönderdiği bilgiler doğrusunda yönetilen savaşlar, yazarın öngördüğü bir durum olarak kitabında da yer almıştı.

7. Video konferans sistemleri

Yazarın 1889 yılında kaleme aldığı bir başka makalesinde geçen bu öngörü, birbirine uzaktan görüntü aktarımı yapabilen algılayıcı aynalar şeklinde ifade edilmişti. Günümüz iş dünyasında hatta cep telefonları aracılığıyla kolaylıkla kullanılabilen bu sistem, Jules Verne’nin dehasını bir kez daha gözler önüne seriyor.

8. Hologram teknolojisi

Yazarın Karpat Kalesi romanında öngörülen bu teknoloji, tam olarak hologram olmasa da benzer bir teknolojiyle sürekli devam eden bir performansı kurgulamıştı. Bugün pek çok alanda kullanılabilen hologram teknolojisi, özellikle insan modellemeleri üzerinden olağanüstü performanslara dönüşebiliyor.

9. Elektrikli sandalye

1863 yılında kaleme aldığı Yirminci Yüzyılda Paris adlı kitabında geleneksel idam yöntemlerinin dışında bir sandalyeye elektrik verilerek gerçekleştirilen infazlar olduğunu görürüz. Bu tür idamlar 1888 yılı itibariyle yaygınlaşmaya başladı

10. Güdümlü füzeler

Jules Verne’nin Bayrakla Yüzleşmek adlı eserinde havada hareket halindeyken yön değiştirebilen bir süper silah anlatılır. Düşmanlar tarafından ele geçirilerek kullanılan güdümlü füzeler, İkinci Dünya Savaşı yıllarına kadar kullanılmamışlardı.

11. Denizaltı

Denizler Altında Yirmi Bin Fersah kitabında anlatılan elektrikli denizaltı, okyanusun derinliklerine inebiliyordu ve ulaşılmazı imkansız yerlerde dolanabiliyordu. Bu tür denizaltılar özellikle askeriye tarafından günümüzde bir hayli yaygın olarak kullanılmaktadır.

 

12-Televizyon

Verne, zamanında radyodan da bahsetmişti. 1889 yı­lında o, odalarında oturup televizyon’u seyreden insanlardan bahsettiği zaman bunları okuyan Amerikan hal­kı şaşkına dönmüştü. Verne’ in ‘Phonotelephote’ adını verdiği aletle, bir insanın telefonda konuştuğu kimsenin yüzünü görmesi mümkün olacaktı.

13-Radyo

Henüz radyo denilen aygıt ortada yoken sesin elektirik sinyalleri gibi iletilebilmesini mümkün olabileceğini yine 100 yıl önce öngörmüştür

14-Teleskop

Teleskopun icat edilmesine karşın. O devasa büyüklükteki teleskoplardan bahsetmiştir ki bu tipteki teleskopların ortaya çıkmasına daha 75 yıl vardır

15-Görüntülü Telefon

Vernenin "20. Yüzyılda Paris" adlı kitapında bahstiği şeylerden biride görüntülü telefondu “phonotelephote” adını verdiği aletle bir insanın telefonda konuştuğu kişinin yüzünü görmesi mümkün olacaktı.

16-Araba

17-Uçak

Wright kardeşlerin henüz uçurtma uçurduğu zamanlar müthiş süratli uçaklardan söz açmıştı. Zira o hayatta iken çevresindekilere geleceğin uçan makinelerde olduğunu söylüyordu. Halk havadan ağır bir makinenin uçabileceğine inanmadığı için onunla alay ediyordu.

18-Atom Enerjisi

Vernenin "Kaptan Hatteras" adlı kitabında kutupların daha keşfedilmeden 50 yıl önce Atom gücü kulanılarak eritilip verimli arazilerin elde edilmesi konusu işlenmişti

19-Yapay İnsan

Burda bahsedilen şey kesinlikle robot değildir. Tam tersine daha henüz yeni keşfedilen insan DNA sı kullanılarak "sentetik" hücre oluşturulmasıdır."Yaklaşık 15 yıldır insan yapısı, yapay bir canlı yaratmanın mümkün olup olmadığı sorusuna cevap arayan J. Craig Venter ve sahibi olduğu enstitü araştırmacılarının yarattığı hücre, laboratuvarda üretilmiş ve yaşayan ilk sentetik hücre olduğu için bilim dünyasında yoğun ilgiyle karşılandı."

20-Tüp Geçitler

Jules verne yine "20. Yüzyılda Paris" adlı kitapında

21-Organ Nakli

Jules verne yine "20. Yüzyılda Paris" adlı kitapında

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YENİ BİR KEŞİF

Fransa’da Jules Verne üzerine araştırmalar yapan bir ekip, ünlü yazarın eserlerini ve mezarını inceleyerek fantastik bir keşif yapmayı başardı.
Fransa’nın bulunduğu yarım adayı Avrupa kıtasından ayıran Pirene Sıradağları, muhteşem bir keşfe ev sahipliği yaptı. Ünlü yazar Jules Verne’ün ışığında gerçekleştirilen keşif, edebiyat ve bilim dünyasını birleştirmeyi başardı.

Paris Descartes Üniversitesi ve Amerika’daki The Explorers Club’ın birleşmesiyle kurulan arkeolog ve tarihçilerden oluşan ekip uzun bir süre Pire Dağları’nda çalıştılar. Drone ve radar destekli yapılan aramalar sonucunda ekip 19. yy’dan kalma metal bir kasaya ulaştı.
Jules Verne’ün çalışmalarını analiz ederek karmaşık coğrafi konum algoritmaları kuran ekip, bölgenin bulunması için ünlü yazarın romanlarından ve mezarından alınan detayları kullandı.

Zaman Kapsülü
İçine konan nesneleri ilerleyen nesillerin bulması amacıyla kullanılan bu kutular genel olarak “zaman kapsülü” olarak nitelendiriliyor. İçindeki maddelerin korunması amacıyla oldukça korunaklı olarak toprağa gömülen bu kapsüller yalnızca röntgen yardımıyla bulunabiliyor. Zaman kapsülünün dış yüzeyinin oksidasyon sebebiyle zarar gördüğü ve bu nedenle dışında bulunan kapsüllerin okunamadığı ifade edildi.

Zaman Kapsülünün İçinde Ne Var?
Röntgen yardımıyla elde edilen bilgilere göre zaman kapsülünün içinde belge, kitap ve farklı boyutlarda metal nesnelerin olduğu belirlendi. Yüzyılı aşkın süredir kapsülün içinde duran belgelerin arasında yayınlanmamış bir Jules Verne romanının bulunması olasılığı ise tüm edebiyat dünyasını heyecanlandırdı.
Kapsülün Jules Verne’e ait olup olmadığı kesin olarak bilinmese daha ihtimaller bile bilim ve edebiyat dünyasını heyecanlandırmayı başardı.
Kapsülle ilgili operasyonun sürdüğü ve elde edilen tüm bilgilerin yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacağı ifade edildi.